Saç dökülmeleri, insanların en büyük korkularından biridir. Her cinsiyetten ve yaş grubundan insanın başına gelebilen saç dökülmesi, insanı kötü, mutsuz, yaşlı, yorgun, bıkkın ve güvensiz hissettirir. Dökülen saçların yeniden kazanılmasını ve kişinin eski görünümüne kavuşması için saç ekimi uygulanır.
Saç ekiminde en önemli kriter, ekilen saçların doğal ve güzel görünmesidir. Saç ekiminin başarılı olabilmesi için alın girintisi ve ön saç çizgisinin doğal görünmesi, ekilen köklerin orijinal saçlarla uyumlu olması, saç köklerinin dağılımı gibi pek çok önemli etkenin en sağlıklı şekilde yerine getirilmesi gerekir.
Doğal Görünüme Sahip Saç Ekimi
Saç ekimi uygulamalarında temel koşul, ön saç çizgisini mümkün olduğunca doğal olacak biçimde tasarlayabilmektir. Hastanın yaşı, beklentileri, saçtaki açıklığın derecesi, alın çizgileri gibi birçok değişken değerlendirilerek en uygun saç çizgisine karar verilir. Saç çizgisi kadın için farklı, erkek için farklı özelliklerdedir. Erkeğin ön hattında, yan bölgelerde doğal alın girintisi elde edilmeye çalışılır, kadın hastalardaysa ön saç çizgisi düz bir hat olarak düşünülür. Ön saç çizgisi testere ağzı görünümlü, girinti ve çıkıntıları olacak şekilde düzenlenmeli, asla dümdüz olmamalı, doğal görünüme yakın olmalıdır.
Ön hatta tek saça sahip olan köklerin ekimi yapılmalıdır. Böylece ön saç çizgisinde doğal bir görünüm elde edilir. Ön saç çizgisinin arkasına sırasıyla ikili, üçlü, dörtlü kökler ekilir ve ilgili bölgede istenen saç yoğunluğu sağlanır.
Yapılacak olan saç ekiminin yönünü, o bölgede çıkan doğal saçların açısı ve yönü belirler. Saç ekimi yapılacak kanalların derinliği ve yönü doğal saça en yakın benzerliği sağlayacak şekilde tasarlanmalıdır. Başarılı ve doğal görünümlü bir ekim yapılabilmesi için bu unsurlar da mutlaka dikkate alınmalıdır.
Önde gelen saç ekim yöntemlerinden olan Fue tekniği 0,4 milimetrelik iç çapa sahip manuel iğnelerle uygulanırken, birçok ekim merkezi 1 milimetre çaplı mikro-motor yöntemiyle saç ekimi yapmaktadır.
0,4 milimetre çapında fue iğneleri kullanılarak yapılan ekim işleminin avantajları;
- Saçın arkasında kalan verici bölgede oluşan küçük delikler iz bırakmayacak şekilde birkaç güne kadar kendiliğinden iyileşir.
- Ekim için verici bölgeden alınan köklerin etrafında kalan saç kökleri en ufak bir zarar görmez.
- Saç köklerinin inceliğinden dolayı ancak 0,5 milimetre çapındaki kanallara ekilebiliyor olması doğal ve sık saç ekimi yapılmasına fırsat verir. Alıcı bölgede ise hiçbir iz oluşmaz.
- İşlemin ciltte bıraktığı hasar çok ufak olduğu için verici bölgedeki iyileşme hızlı bir biçimde sağlanır. Şişlik oluşumu fazla değildir. Oluşan kabuk ve kurutlar çok kısa süre içerisinde tamamen dökülür.
- Saç ekimi yapılmayan bölgeye, ortalama 3-4 hafta içinde, verici bölge transfer için müsait hale geldiğinde yeniden ekim yapılabilir.
1 milimetre ve üzeri çapta mikro motor iğneleri kullanılarak yapılan ekim işleminin dezavantajları;
- İğnelerin boyutundan ötürü, saçın arka tarafında kalan verici bölgede, saç kısa kesildiğinde rahatlıkla görülebilecek kadar net ve büyük izler kalır.
- Ekim için verici bölgeden alınan köklerin çevresindeki kökler, motor matkap gibi çalışarak çevrede de hasar bırakabileceği için zarar görebilir. Bu durum, ameliyattan kalan izlerin daha büyük ve kalıcı olmasına sebebiyet verebilir.
- Saç köklerinin ancak 1,5 milimetrelik kanallara ekilebilecek kalınlıkta olması, ekim sonrası seyrek ve kaba bir görünüme ve dolayısıyla başarısız bir ekime sebep olur. Dahası alıcı bölgede büyük kanalların açılmasına yol açar ve bu durum bölgede kalıcı izler bırakır.
- Mikro motorlar ciltte hasar bırakan araçlardır. Bu hasarların oluşması; iyileşmenin yavaşlamasına, iyileşme hızının düşmesine, sürecin uzamasına neden olur. Ayrıca şişlik oluşumu daha fazla ve daha yoğundur. Oluşan kabuk ve kurutların dökülmesi daha fazla zaman alır.
- Saç ekimi için verici bölge olarak kullanılan bölüm, ekim işleminden ancak 6 ay sonra yeniden saç ekimi yapılması için uygun hale gelir.