Herkesin bildiği üzere kemik gelişimi ve sağlığı açısından en önemli vitaminlerin başında D Vitamini gelmektedir. D Vitaminini ihtiyacını besinlerle karşılayabilmemize rağmen en iyi D Vitamini kaynağı güneştir.
Güneşin bu yararlı etkisinden faydalanabilmek için yüksek faktörlü güneş koruma kremi sürmeden günlük 10-20 dakika kadar güneşte durmalıyız. Bunun sonrasında mutlaka güneş koruyucu kremler kullanarak günümüze devam etmeliyiz. Bu şekilde hem güneşin yararlı etkilerinden faydalanmış hem de güneşin zararlı etkilerinden bir yerde korunmuş oluruz.
Yazın Cildimizi Güneşin Zararlı Etkilerinden Nasıl Koruruz?
Güneşin zararlı etkilerinden (cilt kanseri, güneş lekeleri, güneş yanıkları) korunmak için öncelikle yaz ve kış mevsim farketmeksizin güneş koruyucu kullanmak başta gelmektedir.
Güneş koruyucuyu güneşe çıkmadan en az 20 dakika önce sürmemiz ve 2-3 saatte bir tekrarlamamız gerekir.
Saat 10.00-16.00arasında güneşte kalmamalıyız.
Yaz döneminde açık renkli kıyafetler tercih etmek, güneş gözlüğü, şapka, şemsiye ve gerekirse eldiven kullanmak devamında gelmektedir.
Cildimizin kuruluğu nedeniyle nemlenmesi için günlük en az 2,5 litre su içmeliyiz.
Güneş Kremi Seçerken Nelere Dikkat Etmeliyiz?
Güneş koruyucu kremler ciltte genelde yağlanma, sivilcelenme ve siyah nokta yaptığı için birçok kişinin kullanmama sebebidir. Bu nedenle güneş kremi seçerken öncelikle bir tester (deneme) ürünü alıp kullandıktan sonra cildimizin durumuna göre tercih etmeliyiz.
30 faktör üzeri olan güneş koruyucu kremler paraben (ilaç ve kozmetik sektöründe kullanılan koruyucu bir kimyasal madde) içerdiği için tercih edilmemelidir.
Cilt tipine uygun güneş koruyucu kremler tercih edilmelidir.
UVA ve UVB’ye karşı etkili kremler tercih etmeliyiz.
Güneşten Korunma için Güneş Kremleri Yeterli midir?
Güneş koruma kremleri kullanma bizim kendimizi korumada yapacağımız başlıca uygulamadır. Bunu dışında yazın güneşin etkisiyle yıpranan, lekelenen, kuruyan cildimizi güneşten korumak için profesyonel bakımlardan da faydalanabiliriz.
Bunlardan biri kendi kanımızın alınıp, santrifüj edildikten sonra elde edilen serumun cildimize küçük dokunuşlarla enjekte edildiği (napaj yoluyla) ya da dermaroller ile yapılan PRP uygulamasıdır. Bu uygulama ile yazın yıpranan cildimizde parlaklık, canlılık, lekelerde ve kırışıklıklarda azalma sağlıyoruz.
Bunlardan diğeri mezoterapi uygulamasıdır. Cildimize sürdüğümüz kremler cilt yüzeyinde kaldığı için derin tabakalara inemez. Fakat bizim yaptığımız bu uygulamalarda istediğimiz hedef dokuya ulaşmak mümkün. Cilt ihtiyacına göre yapılan anti-aging, leke, nem mezoterapiyle yine yıpranan cildimizi onarıyoruz.
Diğer bir uygulamamız Somon DNA ile yazın nem dengesini kaybeden ve kuruyan cildimizin nemlenmesini artırıyor ve kalıcı bir nemlenme sağlıyoruz. Somon DNA uygulaması ile cilt yüzeyinde aydınlanma ve parlaklık meydana gelir. Kolajen ve elastin stimülasyonu ile de cilt sıkılığı ve esnekliğini artırıyoruz.
Son olarak yazın kullandığımız nemlendirici ve güneş koruyucu kremlerin etkisiyle gözeneklerimizin dolduğu, güneşten dolayı kuruyan, lekelenen ve renk eşitsizliklerimizin olduğu cildimiz için medikal bir cilt bakımı olan Hydra Facial uygulaması yapılabilir. Hydra Facial uygulaması vakumlu bir sistem yardımıyla çeşitli başlık ve solüsyonlar kullanılarak cildinize derinlemesine bir temizlik ve bakım sağlamaktadır. Bu uygulama cilde canlılık ve parlaklık verir, nem dengesini sağlar, renk tonunu düzenler, anti-aging bakım sağlar.
Yaz döneminde cilt tipinize uygun güneş koruyucu ve nemlendirici kremler kullanarak ve profesyonel bakımlardan da faydalanarak cildinizi hem koruyup hem de onarabilirsiniz.
Doç. Dr. Zühtü Demir